Türkiye ve Pakistan’da ki siyasi gelişmeler o kadar birbirine benziyor ki bu gelişmelerin aynı merkezden çıkmış bir plan ve proje olduğunu anlamamak için düpedüz eşşek olmak gerekiyor.
Şimdi ben size Pakistan’ı anlatayım siz gerisini anlarsınız zaten.
Pakistan’da İsmi Muhammet Tahir’ül Kadri olan bir dinadamı var
Vikipedi’den bakarsanız, din adamı, bursiyer (Bursla öğrenci okutan) olarak kayıtlı olduğunu görürsünüz.
19 Şubat 1951’de Pakistan’ın Jhang şehrinde tıp doktoru, din alimi ve şair bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi.
Okul hayatına 1955’te bir Hristiyan okulunda başlayan Kadri, aynı zamanda 1962 yılında din eğitimi almaya başladı. Babasından da yoğun bir İslami eğitim alan Kadri, daha çocuk yaşta hem İslamiyet hem Hristiyanlıkla tanıştı.
1974 yılında Lahor Pencap Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu.
Tahir-ul Kadri, aynı dönemde Başbakan Navaz Şerif’in babası Mian Muhammed Şerif ile tanıştı.
Mian Muhammed Şerif tarafından kendi demir çelik fabrikaları ve hastanelerine ait bir camide imam hatip olarak görevlendirildi.
Navaz Şerif’in eyalet bakanı olduktan sonra, Kadri’yi devlet televizyonunda program sunucusu yapması, onun ülke çapında şöhretinin artmasını sağladı. 1980’lerde Kadri’nin konuşmaları birçok din alimini kızdırdı.
Çünkü Kadri, “Hazreti Muhammed ile ilgili rüyalar gördüğünü” öne sürüyordu ve bu nedenle büyük tartışmalara neden oldu.
Kadri bir süre avukatlık yaptıktan sonra, 1978 ile 1983 arasında mezun olduğu ve daha sonra hukuk doktorasını tamamladığı fakültede hukuk eğitmeni olarak görev yaptı.
1981 yılında Pakistan’da “Dinler arası diyalog”çalışmalarına başladı.
Aynı zamanda “Kur’an Yolu Hareketi” diye bir cemaat ihdas etti.
1981 yılında Hristiyanlarla Müslüman alimleri bir araya getirerek Müslüman-Hristiyan Diyalog Forumu’nu kurdu ve başkanlığa getirildi.
Bu forumun başkanlığını yürüten Kadri, Ekim 1981’de değişik dini azınlıklarla dinlerarası diyaloğu başlatan ilk örgüt olan merkezi Lahor’daki Uluslararası Minhaj-ul Kuran Örgütü’nü, ardından Lahor’da Minhaj Üniversitesi’ni ve Minhaj Refah Vakfı’nı kurdu.
Dünyanın birçok şehrinde şubesi bulunan Uluslararası Minhaj-ul Kuran Örgütü’ne 2011’de Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi tarafından “Özel İstişare Statüsü” verildi.
Kadri, 25 Mart 1989’da halen liderliğini yaptığı Pakistan Halk Hareketi adlı siyasi partiyi kurdu.
2005 yılında Pakistan’dan ayrılarak Kanada’ya yerleşti ve çifte vatandaşlık aldı.
Cemaatin tüm çalışmalarını Kanada’daki malikanesinden yürütmeye başladı.
Bir taraftan da kurduğu Kur’an Yolu Hareketi adlı cemaat çatısı altında öğrenci yurtlarında, öğrenci evlerinde başta olmak üzere kendine bağlı öğrenciler yetiştirmeye başladı.
Zamanla Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’da yaşayan Pakistan’daki eski öğrencileri sayesinde bir ağ kurmayı başardı ve yüksek miktarlarda para topladı. Büyük servet edinen Kadri, Kanada resmi makamlarının dikkatini çekmeye başladı.
Burs temin ederek yetiştirdiği öğrencileriyle başta askeriye ve Pakistan Yargı Teşkilatı içinde örgütlendi. Öyle ki 2012 yılı itibariyle Pakistan Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamı Kadri’nin öğrencilerinden oluşuyordu.
Yurt ve evlere parasal kaynağı Şerif ailesinden aldığı paralar ve halktan topladığı himmetlerle sağlıyordu. 2012 yılında Pakistan Anayasa Mahkemesi’ni tamamen ele geçirince 2012 yılı Aralık ayı içinde ani bir kararla “Siyasetini değil devletini koru” sloganıyla Pakistan’a geri döndü.
Minar-i Pakistan’da büyük bir halk kitlesine hitap etti ve mevcut sistemin iflas ettiğini anlatarak hükümeti protesto etti.
Ayrıca 10 Ocak 2013’e kadar bu durum değişip iyileşmezse 14 Ocak 2013’te İslamabad’a bir milyon kişinin katılımıyla büyük bir yürüyüş düzenleyeceğini ve İslamabad’ı Tahrir Meydanı’na çevireceğini ilan etti.
14 Ocak 2013 tarihi aslında devlet içine yıllardan beri soktuğu ve özenle yerleştirdiği elemanlarına verilmiş üstü örtülü bir saldırı talimatıydı.
Ve Pakistan Anayasa Mahkemesi 15 Ocak 2013’te hükümeti düşürdü ve Pervez Müşerref’i yolsuzluk suçlamasıyla tutukladı.
Ardından yapılan seçimleri Muhafazakâr bir kişilik olan Navaz Şerif kazandı.
Bu Pakistan tarihinde ilk kez sivil bir hükümetin ardından kurulan sivil hükümet olma özelliği taşıyordu.
Ama devlet içinde yargısından emniyetine kadar öğrencileri ile yuvalanmış olan Tahir Kadri ile hareket eden muhalefet 4 yıldır Navaz Şerif’in iktidarına son vermek için uğraşıyordu
Navaz Şerif’in yolsuzluk yapan bir Hırsız olduğu muhalefetin elinde bulunan tek argümandı.
Bunun için Pakistan’da ki ana muhalefet lideri İmran Han üstüde HERO yazılı tişörtle Pakistan’ın Lahor kentinden İslamabad’a “Özgürlük Yürüyüşü” düzenledi bu yürüyüşe Tahir Kadri de destek verdi.
Ve bugün Pakistan Anayasa Mahkemesi, aile üyelerinin karıştığı yolsuzluk iddiaları nedeniyle Başbakan Navaz Şerif’in görevden uzaklaştırılmasına ve ömür boyu siyasetten menedilmesine karar verdi.
Navaz Şerif bundan sonra aile fertleri ile birlikte yargılanacak.
Meseleyi anladınız değil mi?
Ali Başak/Basın Haber