Malatya Hikayeleri

0

SICAK SUYA GİDEKMİ!..

Eskiden sıcak su vardı. Annelerimiz toplardı evdeki çamaşırları.Yük ederlerdi sırtlarına.Alırlardı teneke teştleri,köpüçleri sabahın köründe düşerlerdi yola.Tangır tungur teneke teşt sesleri gelirdi yollardan,sabahın erinde.
Yer kapma savaşı başlardı sıcaksu aşına gelindiğinde.Erken kalkan gelir su başında yer tutardı. Zaman zaman saç saça baş başa kadın kavgaları yaşanırdı.Bazan taşlı sopalı çocuk kavgaları olurdu.Çocuk kavgası deyip geçmeyin.Bu kavgaların zaman zaman mahalle kavgasına dönüştüğü de vakidir.
Sıcak su da sıcak suydu hani.Mensucat fabrikasından kumaş ağartma suyundan artan su dışarı verilirdi.Eski banyo(banliyo) tren hattının altından geçer , şimdiki çevre yolun köy garajına yakın mevkiden akardı.Sıcaklığından el vurulamazdı.Detarjana gerek kalmadan (yoktu ki) çamaşırlar sıcak suya yatırılır , dinlendikten sonra bir güzel köpüçlenirdi. Yıkanan çamaşırları taşımak da ayrı bir dertti. Çamaşırı yıkayanlar yorgunluktan biter aç susuz güneşin karşısında çamaşır yıkarlardı.Yıkanan çamaşırları bir nebze olsun kurutmak,yüklerini hafifletmek için de çevrede bulunan ağaç dalları ve çalılar kullanılırdı.Hele bir de rüzgar çıkarsa kimi çamaşırlar tozlanır, kimileri dikenlere takılarak yırtılırdı. Bazı mahalledeki kadınlar sözleşirdi 3-5 ev çamaşırını birlikte getirirdi.Kimi çamaşırları eşeğe yükler,kimi at arabası tutar, at arabasına verecekleri parayı da paylaşırlardı.
Sadece çamaşır mı yıkanırdı. Çamaşırını erken yıkayan kadınlardan bazıları beraberlerinde getirdikleri çocuklara banyo yaptırmaları da olağan sayılırdı. 300-400 metre uzakta bulunan eski mezbahadan veya fabrika bahçesinden ricayla soğuk su alınır, sıcak suya katılarak aşlanır ve çocuklar bu suyla yıkanırdı. Soğuk su alamayan hanımlar da aldıkları sıcak suları bekleterek soğumasını sağlarlardı. Gün batmaya yakın çamaşırlar toplanır,eve dönüş hazırlıklarına başlanılırdı.Tatlı bir koşuşturma tatlı bir acelecilik sürerdi.Beyaz çamaşırlar ayrı çıkınlanır. Renkliler ayrı çıkınlanırdı. Fazla geç kalmaya gelmezdi. Çünkü hava karardıktan sonra sıcaksu çevresi tekin olmazdı.

GOLLİK TREN

1950 li yıllarda (Ben o kadarını ancak hatırlıyorum) Saman pazarı istasyon arası banliyo trenimiz vardı.Halk arasında biz ona banyo treni derdik.
Bu tren saman pazarı ve istasyon arasında sefer yapar günde 3 defa yolcu taşırdı.Sabahları bir gelir saman pazarından istasyona gidecek işçi memur ne varsa alıp götürürdü.Öğlen arası işçileri gene yemek için getirip bırakır,Yemekten sonra alıp yeniden götürür , akşama da tekrar getirirdi.
Trenin 3 durağı vardı . Birinci durak malum olduğu gibi İstasyon idi. İkinci durak Sıtmapınarı durağıydı.Bu durak ise yaklaşık olarak şimdiki köy Garajının çevre yoluna bakan ön tarafıydı. Son durak ise Saman pazarıydı.Saman pazarı durağı ise şimdiki çevre yolunun emeksiz kavşağı ile Defterdarlık binasının arasında kalan bölgede idi.
Saman pazarı diyip geçmemek lazım. Malatya nın en hareketli yerlerinden biriydi.Köyden gelenlerin ilk uğradıkları yer olması açısından alışverişin yoğun olarak yaşandığı yerlerin başında gelirdi.Bir yanda saman yığınları , Bir yandan Arpa buğda satıcıları yoğunluktaydı. Bunun yanında Hayvan alım satımı bu bölgede yapılırdı. Saraçlar Nalburiyeciler ,Sobacılar Bakırcılar Kalaycılar hep bu bölgede toplanmıştı.
Emeksiz caddesinin alt ve üstünde bisiklet kiralayıcılar , onların yanında bici biciciler, dondurmacılar ,elma şekeri satanler,pamuk şekerciler çocuklara hitap ederlerdi.
Yaklaşık 40 yaşın üstündeki Malatyalıların hemen hemen tamamının bisikletle tanışmaları bu mekanlarda olmuştur. En büyük eğlencemiz ise zaman zaman banliyo treni hattında geçen Gollik Tren di.Normalde Banliyo trenine ait şimendifer farklıydı. Bazı zamanlarda daha büyük şimendiferler getirirdi 3 vagonlu banliyo trenini.keskin keskin düdük çalardı. Yanlarından buhar fışkırtarak homurdanarak heybetle gidişleri vardı. Hayran hayran seyrederdik.
Gollik tren bir başkaydı.Ayrı bir havası ayrı bir cazibesi vardı. 3 tane vagonu çekmeye gücü mü yetmezdi,hani küçüktü ya belki de ondandı , ayda yılda bir geçerdi.Diğer Lokomotiflerin yarısı kadardı.Arkası kesik kısacıktı.Çok da sevimliydi.Arkası kısa olduğu için midir yoksa küçük olduğu için mi bilemem.Ama biz ona gollik tren derdik ve çok severdik.
Şimdi müze olmuş bizim gollik tren. İstasyon meydanında 5. işletme müdürlüğünün karşısında aynı sevimliliğiyle duruyor.
Seslensem beni hatırlar mı acaba..

Yorumlara Kapalı